Saklandığımız yerler vardır, herkesten sakladığımız. Kaygılarımızdan, korkularımızdan, insanlardan ve hatta sevdiklerimizden saklandığımız yerler. Derine ineriz kendimizi gizlemek için, maskeler takarız bazen duygularımız belli olmasın diye, kükreriz korkumuz ortaya çıkmasın diye, bağırırız bizi daha derinlemesine fark etmesinler diye, güleriz daha sonra yapacaklarımız anlaşılmasın diye. Saklambaç oynamayı sevdik hayatımız boyunca. Oyunu severdik, oyun bittiğinde hayatın kokusunu aldığımız için, oyunu severdik yaşanılan andan bizi uzaklaştırdığı için. Çocukken farkındaydık çoğu şeyin, çocukken farkında olduğumuzu algılamamıştık sadece. O günlerden, bugünlere getirdiğimiz her şey açığa çıkıyor ve bunu bir türlü kendimize açıklayamıyoruz. Farklı bahaneler arasında sıkışıp kalmayı seçmek, bir köşeye çekilip ne olacağını izlemek, acındırmak ve acımak daha kolay geliyor. Bizi bulamayacakları bir dünya kurmak ve sadece istediğimiz an o dünyaya ayak basmak, yani sobelenmemek, yani kim olduğumuzu kendimiz dahi algılayamadığımız için kendimizi insanlara açmamak, uzun süredir hayatımızda olan durumlar.
Sorumluluktan kaçmaya çabalamak, görevlerimizi yerine getirmemek için saklanmak, bu dünyaya neden geldiğimizi bu kadar merak ederken,
Yeniden doğuşunuzun mesajları, eskiye dair sizi eksilten, sizi düşüren, sizi engelleyen ne varsa oldukları yerde bırakmanızı söylemekte. Uzun bir sürecin ardından özellikle son iki haftayı biraz sert geçirtti gökyüzü. Dengesiz düşünceler içinde nereye gideceğini bilemeyen ruhların, ordan oraya savrulmasını izledik. Bize verilen mesajları kabullenmek istemedik belki de, çünkü kendimizi kabul etmek, başka insanların bize biçtiği değeri kabul etmekten zordu.
Yay Yeniayı ile birlikte zihinden ayrıldığımız, bilişe doğru yola çıktığımız bir yolculuk başlıyor. Yılı daha sakin ve daha farkında olarak bitirmek adına bütün yılı gözümüzün önünden geçiriyor. Yaptıklarımız, yapamadıklarımız, seçtiklerimiz, seçemediklerimiz, artılarımız, eksilerimiz hepsi bize birer armağan olarak geldi bu yıl. Çok zor geceler geçirdiğimiz zamanlar oldu, enerjimizi yukarıya çekmek için kendimizle çok uğraştığımız oldu, başaramayacağımıza dair inancımız oldu, bırakmaya yeltendik her şeyi, gözümüzle gördüğümüz insanlarla, göremediğimiz kendimizi karşılaştırdık. Ancak hepsi bizi bu ana kadar taşıdı ve daha güçlü çıkabiliriz bu yıldan. Büyük bir özet geçti 2017 bize hayatımıza dair ve şimdi bu yeniayla birlikte bize bir yol daha sunuyor.
Bu akşam bir İkizler Dolunayı yaşıyoruz. Bu Dolunay Dünyaya en yakın dolunay olacak, bu da etkilerini fazlasıyla arttıracak demektir. İkizler Dolunayı olacağı için etkileri zihninizin bir anda aktifleşmesi olabilir, bu da duygusal bir gelgit yaratabilir. Duygusal olarak huzursuzluk halindeyseniz, eğer ki kabınıza sığamıyor ve ne yapacağınızı bilmez bir haldeyseniz, zihniniz fazla aktifse, Bu yılın tek Süper Dolunayının etkisindesiniz demektir. Uyuyan bir beyne elektroşok verildiğini düşünün. O zihnin içinde uyuyan ne ise, geriye attığınız ve yok saydığınız, kaçtığınız ne ise, o uyanabilir. Yaşananlara kaygı yerine farkındalıklı bakmak katkı olacaktır.
Hareket alanınızı kısıtlayan herkes sizde öfke yaratabilir. Düşüncelerinizi söyleyememek içsel bir baskı oluşturabilir. Yakın çevreniz, kardeşleriniz ve komşularınız ile ilişkinize direk etki edebilir. Düşünce özgürlüğü ve bedensel farkındalık kazanmak isteyecektir bu dönem. Sinir sistemimize direk etki eden bu dolunayda öfke kontrolü önemli. Daha da önemlisi hareket halinde olmamız. Ne kadar hareket halinde olursak o kadar ters etkilerini minimize edebiliriz. Zihinsel olarak uyarılacağımız için bunu kullanmak isteyebiliriz.